CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu partisinin grup toplantısında konuştu.
Kılıçdaroğlu’nun konuşmasından satır başları şöyle: “Türkiye artık şunu bilmeli: Ayrışmayacağız, inadına kucaklaşacağız, inadına barışacağız. Bu ülkeye huzuru mutlaka getireceğiz.
Türkiye’nin her tarafından sorunlar geliyor. Bütün mesele her soruna akılcı çözümler üretmektir. Kendi içinde barışık bir toplumu inşa etmiş olursunuz. Hedefimiz, kendi içinde barışık, sorunları olmayan, akılcı politikalarla çözen bir siyaset anlayışı. Bu siyaset anlayışını Türkiye’ye getireceğiz. Nasıl? Altı lider bir aradayız. Birlikte mücadele ediyoruz, demokrasiyi savunuyoruz. Var olan sorunlara akılcı politikalarla çözüm üreteceğiz.
Tek adam rejiminin faturası hepimizin önünde duruyor. Bu rejim bizi mahvetti. Bu rejim artık Türkiye Cumhuriyeti Devleti için beka sorunudur. Türkiye buradan çıkmak zorundadır.
İktidar olduğumuzda göreceksiniz hiçbir evin ne doğalgazı, ne elektriği, ne de suyu kesilecek.
Asgari ücrete büyük zamlar yaptılar sözde. Bunun enflasyonla eriyeceğini hepimiz tahmin ediyorduk ama bu kadar eriyeceğini düşünmemiştik. Asgari ücreti 8 bin 500 TL. Asgari ücret alanların sayısı yaklaşık 5 milyon 400 bin kişi. 4 milyon 500 bin kişi açlık sınırının altında ücret alıyor.
Bütün asgari ücretli kardeşlerime sesleniyorum: Görevim iktidar olduğumuzda hiçbir emekçinin açlık sınırını altında ücret almadığı bir düzeni inşa etmek.
Milyonlarca kişiyi işsiz bırakıyorsunuz bu iktidar zorba iktidarıdır.
Boğaziçi Üniversitesi’ne kayyum atandı. Bir süre dayandı, ayrıldı. İkinci kayyumu içlerinden çıkardılar. Tam anlamıyla Brütüs. Boğaziçi Üniversitesi dünyanın en saygın üniversitelerinden birisiydi. Aldılar yerine Brütüs Naci’yi getirdiler. Dünyanın saygı duyduğu bilim insanlarını attılar. Öğrencileri dövdürdüler, bazılarını hapse attırdılar. Kulüplerini kapattılar. Boğaziçi dünya sıralamasında 200 sıra düştü.
Buradan Naci’ye sesleniyorum. Zulümden, baskıdan hoşlanmam bunu yapanları da asla affetmem. Naci, kayyum düzenine son verdiğimizde görecektir ne olacağını.
Ortak politikalar mutabakat metni demokrasi tarihimizde ilktir. 6 lider bir araya geldik. Tek adam rejimini değiştirmek için…
6 lider bir araya gelip bunu yapıyorsa kimse endişe etmesin Türkiye’nin geleceği aydınlıktır. Yolsuzluklara karşı mücadele burada var, dış politikanın nasıl olması gerektiği burada var.
Bir masanın etrafında toplanıp “Bu memlekette tüyü bitmemişin hakkını yiyenlerle mücadele edelim” dediler mi? Demediler. Yolsuzluklardan besleniyorlar.
Aklımızla hareket ediyoruz. Biz onlar gibi değiliz. Onlar malı götürüyorlar, biz herkesin hakkını teslim etmek için mücadele ediyoruz. Hapishanelerinde kimsenin olmadığı bir Türkiye inşa etmek istiyoruz.
İlk yapacağımız iş durum ve hasar tespit komisyonu kuracağız.
Var olan sorunları yaşayandan dinleyeceğiz.
Bütçe disiplinini kesinlikle sağlayacağız.
Devlet kimsenin babasının malı olmayacak.
Bir konuda ta en başından beri çok açık ve net konuşuyorum. 5’li çetelerin proje adı altında Hazine’den götürdükleri paraları tahsil edeceğim sözünü verdim. O paralar bu ülkenin doğmamış bebeklerinin parasıdır. Bu çetelerle savaşı ilan etmeden dost meclislerinde çok uyarıldım. Seninle uğpralşıtrlar diye. Mafyası, paramiliter gruplara karşı uyardılar. Bütün bunları bilerek yola çıktım. Bilmiyor muydum sürecin kirli hale geleceğini, karalama kampanyalarının yapılacağını… Silahların gölgesinde siyaset yapacağımı bilmiyor muydum?
Halkımın şunu iyi bilmesi gerekiyor: Bu çetelerin bir kısmı Erdoğan’dan önce de vardı. O zaman da devletin içindeydiler. Her gelen iktidarla hizalanmışlar. Her gelene de yedirmişler. Hazine’yi kolay kolay soydurmazlar adama. Bunlarla işbirliği yaparsan karanlık odakları beslemek zorundasın. Bunlarla görüştüğüm an bu çarkın da parçası olacaktım. İktidarın ismi değişecekti ama halkımın sefaleti devam edecekti. Bir Erdoğan gidecekti, yerine bir Erdoğan gelecekti. Asıl panik ne zaman başladı biliyor musunuz? Uzman ekiplerimiz Hazine’den çalınan paranın peşine düştüğü an. O raporlar masama geldiği an korkunç bir paniğe kapıldılar. Devletin Hazinesi’nden çalınan paranın toplamının 418 milyar dolar olduğunu saptayınca karalama kampanyaları ve suikast tehditleri gelmeye başladı. Vız gelir tırıs geçer. Bay Kemal asla geri atmaz. Kale gibiyiz.
Devletimizin temel kurumlarından biri olan biri olan Sayıştay’a seslenmek istiyorum. Bütçeyi yapan Meclis denetleyen de Sayıştay’dır. İktidara geldiğimizde o raporlarda 418 milyar doları görmezsem görevinizi yerine getirmemişsiniz demektir. Raporda görmezsem yakarım sizi.
Beytülmale dokunan yanacaktır.
Halkıma taahhütte bulunmak istiyorum: Çeteleri temizleme, devlet hazinesinden sülükleri, parazitleri temizleme operasyonu başlamadan önce Ankara’ya dev bir dijital pano kurduracağım. Adı çetemetre olacak. Halktan çalınan geri aldığımız her doları bu panoda göreceksiniz.
Türkiye’deki malvarlıkları, yurtdışına kaçırdıkları, akrabalarına verdikleri her kuruşun peşine düşeceğim.
Malvarlıklarının geri alınması ofisini kuruyoruz. Hani sen helalleşecektin, diyorlar. Benim helalleşeceğim haksızlık yapılanlardır. Roboski ile, Ali İsmail Korkmaz’ın ailesiyle, Soma ile helalleşeceğiz. Başı kapalı kapalı kızlarımıza haksızılık yapıldığında suskun kaldığımız için onlarla da helalleşeceğiz.
Bizim arsız ve hırsız muamelemiz çok nettir. Vuracağız neşteri, alacağız devlet malını geri.
Seçimin ertesi gününde onların telefonları acı acı çalacak. Telefonun ucunda bir ses duyacaklar: “Ben Kemal, geliyorum.”
13:05
News