Zafer Partisi Seçim Hazırlıklarını Sürdürüyor: Tek Başına Seçime Girmek İçin Adımlar Atılıyor

0

BEĞENDİM

ABONE OL

News

0

Zafer Partisi’nin Genel Başkanı Ümit Özdağ, 108. yıl dönümü kutlanan Anafartalar Zaferi’nin ardından düzenlenen ‘Zafer Yürüyüşü’ etkinliğinin ardından basın toplantısı düzenledi. Özdağ, toplantıda yerel seçim çalışmalarının hızla devam ettiğini belirterek, partisinin Türkiye genelinde tek başına seçimlere girebilmek adına hazırlıklarını sürdürdüğünü ifade etti. Bu hedefin Çanakkale dahil olmak üzere tüm bölgelerde geçerli olduğunu vurgulayan Özdağ, Zafer Partisi’nin seçimlerde iddialı bir şekilde sahada olacağının altını çizdi.

Özdağ, partisinin belediye başkanlarını seçen ilçe ve illerde işgalci teröründen kurtuluşa odaklandıklarını dile getirdi. Partisinin temel ilkesinin, Türk halkının çıkarlarını gözetmek olduğunu belirten Özdağ, “Zafer Partisi’ne oy verdiğiniz takdirde, ilçenizde veya ilinizde bulunan belediyelerimiz sığınmacılara veya kaçaklara ekonomik destek sağlamayacak. Bu kaynağı Türk halkının refahı için kullanacağız. Sığınmacıların veya kaçakların açtığı işletmelere izin vermeyeceğiz. Mevcut işletmelerin denetimi artırılacak ve ruhsatsız işletmeler kapatılacak. Ruhsatlı işletmeler de sıkı denetim altında olacak” şeklinde açıklamalarda bulundu.

Ümit Özdağ, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu ile yapılan protokole de değindi. Özdağ, “28 Mayıs’ta seçimleri kazansaydı Kemal Bey; Zafer Partisi olarak 3 bakanlık alacaktı. İçişleri Bakanlığı, bu bakanlıklardan biriydi. Bu durum açık ve net bir şekilde ortada duruyor. Kemal Bey, ‘Ben böyle bir protokol imzalamadım’ demiyor, aksine ‘İmzaladım’ diyor. Bizim aramızda 28 Mayıs’a kadar kalması kaydı vardı. Biz, bu süre zarfında, halkın çıkarlarını gözetmek adına, Kemal Bey’e ekstra oy getirmeyeceğimizi bilsek de bu durumu açıklamadık. Ancak ortaklarımızın baskısı nedeniyle sessiz kaldık. Bu ortaklar, daha sonradan açıkça ifade ettiler: ‘Ümit Özdağ’ın İçişleri Bakanı olması şart değil, Erdoğan Cumhurbaşkanı olarak kalsın’ dediler. Bu tavrın altında vatanseverlikle uzaktan yakından alakası olmayan bir anlayış yatıyor. ‘Erdoğan Cumhurbaşkanı olarak kalsın, yeter ki Ümit Özdağ İçişleri Bakanı olmasın’ diyen yaklaşım, aslında FETÖ’yü destekleyen bir tavırdır. Bu yaklaşım, sarayın etkisinde kalan bir düşünce şeklidir. Bu konuşmamda Babacan ve Davutoğlu’ndan bahsediyorum. İkilisi de sarayın etkisi altında kalan ve sarayın arka bahçesi niteliğindeki isimlerdir. Eğer bu isimlerin birazcık onuru olsaydı, seçimleri kazanarak Meclis’e girebilirdi ve ardından ‘Bizim son tercihimiz bu değil’ şeklinde bir açıklama yapmazlardı” şeklinde konuştu.

ÇANAKKALE – Cemhan ŞEN (DHA)