Türkiye’nin Su Altı Arkeoloji Haritası İçin Çalışmalar Devam Ediyor

BEĞENDİM

ABONE OL

News

Türkiye’nin Su Altı Arkeoloji Haritası İçin Çalışmalar Devam Ediyor

Türk bilim insanı Prof. Dr. Cemal Pulak, Türkiye’nin su altı arkeoloji haritası üzerinde yapılan çalışmalar hakkında bilgi verdi. İki farklı grubun Türkiye’nin su altı zenginliklerini belirlemek amacıyla haritalar üzerinde çalıştığını belirten Pulak, bu çalışmaların batıkların yağmalanma riskine karşı paylaşılamadığını ve bölge bölge yürütüldüğünü ifade etti.

Türkiye’nin su altı arkeolojisi hakkında önemli bir etkinlik olan Uluslararası Mustafa V. Koç Sualtı Arkeolojisi Sempozyumu’nda konuşan Prof. Dr. Cemal Pulak, Texas A&M Üniversitesi Deniz Arkeolojisi Enstitüsü’nden olduğunu belirtti. Su altı arkeolojisi alanında yaşanan gelişmeler hakkında DHA’ya açıklama yapan Pulak, definecilerin su altında da talan faaliyetlerine devam ettiğini ifade etti.

Prof. Dr. Cemal Pulak, su altında yapılan talanın karada olduğu kadar kolay olmadığını ancak yine de gerçekleştiğini vurgulayarak, su altından çıkarılan arkeolojik kalıntıların tek başına değer taşımadığını ve bütünlüklerinin arkeologlara önemli bilgiler sunduğunu belirtti. Ayrıca, trollerin de arkeolojik batıklara zarar verdiğini ve turizmin artmasıyla birlikte gemi ve teknelerin demirlemesiyle çapaların batıklara büyük zararlar verdiğini dile getirdi.

Su altı arkeoloji turizminin bazı riskleri olduğunu söyleyen Pulak, batıkların turizme açılması durumunda soyulma riskiyle karşı karşıya kalabileceğini ifade etti. Rehberli dalışların talanın önüne geçebileceğini söyleyenler olduğunu ancak dalış turizmi yapan gruplar arasında rekabet olduğunu ve bazı grupların bu batıkları korurken bazılarının ise bunu bir kazanç kapısı olarak gördüğünü belirtti. Bu durumun bölgede koruma ekibinin işsiz kalmasına ve batıkların soyulmasına yol açabileceğini ekledi. Bu nedenle batıkların turizme açılmadan önce kontrol mekanizmalarının kurulmasının zor olduğunu dile getirdi. Ancak 2. Dünya Savaşı sonrasında batan veya sonraki dönemlerde batan gemilerin arkeolojik değeri olmadığı için turizme açılabileceğini belirtti.

Pulak ayrıca, Yenikapı’da yapılan kazılarda.