Kepçe Kulak Deformitesi: Genetik ve Prematüre Bebeklerdeki Etkisi

0

BEĞENDİM

ABONE OL

News

0

Kepçe Kulak Deformitesi: Genetik ve Prematüre Bebeklerdeki Etkisi

İSTANBUL – Kepçe kulak deformitesi, genetik faktörlerin yanı sıra prematüre bebeklerin kuvözdeki pozisyonuyla da ilişkilendirilebilecek bir durumdur. Konuyla ilgili açıklama yapan Estetik, Plastik ve Rekonstrüktif Cerrahi Uzmanı Op. Dr. Ercan Cihandide, “Bu deformite genetiktir ve ebeveynlerde varsa çocuklarda da görülebilir. Ayrıca, prematüre bebeklerde, anneden gelen östrojen hormonunun kıkırdakları kırılgan hale getirmesi sonucu, bebeğin kuvözde ters pozisyonda yatması kulak deformitelerinin gelişmesine neden olabilir” dedi.

Kepçe kulak deformitesi, doğuştan gelen bir sorun olarak kabul edilmektedir. Op. Dr. Ercan Cihandide, bu deformitenin oluşmasında iki ana faktörün rol oynadığını açıkladı. İlk olarak, kulakta iç kıvrımın oluşmaması ve ikinci olarak iç kepçe denilen konka bölgesinin aşırı geniş ve derin şekilde oluşmasıdır. Deformite, ebeveynlerde genetik olarak bulunuyorsa çocuklarda da ortaya çıkabilir ve kız çocukları ile erkek çocukları eşit oranda etkilenebilir. Ayrıca, prematüre bebeklerde, anneden gelen östrojen hormonunun kıkırdakları zayıflatarak bebeğin kuvözde ters pozisyonda yatması da kulak deformitelerine yol açabilir.

Op. Dr. Cihandide, çocuk yaşlardaki hastalarda bu sorunun psikososyal gelişimi olumsuz etkilememesi için ilkokul çağından önce ameliyat edilmesini önerdi. Çocuklar arasında acımasız davranışların yaşanabileceğini belirten Cihandide, “Kafa büyürken kulak 5,5-6 yaşlarında kendi gelişimini tamamlar. Bu yaşlardan sonra kafa büyümeye devam ederken, kulak boyutları aynı kalır. Bu nedenle, 5,5-6 yaşından itibaren çocuk hastalara ameliyat öneriyoruz. Yetişkinler için ise üst yaş sınırı yoktur. Genetik kökenli olduğu için hem çocuklarına destek vermek isteyen hem de bu fırsatı kendisi için değerlendiren birçok ebeveyn hastamız var” şeklinde konuştu.

Ameliyat, çocuk yaş grubunda genel anestezi altında gerçekleştirilirken yetişkinlere lokal anestezi altında poliklinik bazlı bir işlem olarak uygulanır. Cihandide Tekniği’nde, klasik tekniklerin aksine dikişler kıkırdaktan geçirilmez ve kulağın kendi dokusu flep cerrahisi mantığıyla kullanılır. Bu yöntem sayesinde deformitenin tekrar nüks etmesi engellenir ve hastalar klasik tekniklerin sebep olduğu sıkıntılardan kaçınırlar. Klasik tekniklerde yaşanan yaygın sorunlar ise dikişlerin kıkırdağı keserek nüks etmeye neden olması, dikişlerin cilt altında hissedilir hale gelmesi ve bölgesel ağrıların meydana gelmesidir.

Cihandide Tekniği’nde ise kıkırdaktan geçen dikişler kullanılmaz ve kulağın kendi dokusundan oluşturulan flep sayesinde doğal ve fizyolojik bir iç kıvrım oluşturulur. Bu yöntemde hastalar bölgesel ağrılar hissetmez ve doğal kıvrımlara sahip güzel bir kulak şekli elde edilir.

Op. Dr. Cihandide ayrıca, erken doğan bebeklerde kuvözde kalma durumunda kafa bandı kullanımının deformitenin önlenmesine yardımcı olabileceğini belirtti. Özellikle hafif kepçeleşme eğilimi olan çocuklara ilk altı ay boyunca kullanılan kafa bandının ilerleyen dönemlerde oluşabilecek deformitelerin önüne geçebileceği ve mevcut deformitenin ilerlemesini engelleyebileceği klinik çalışmalarla desteklenmektedir.

Demirören Haber Ajansı