Karaciğer Sirozu Hakkında Önemli Bilgiler

BEĞENDİM

ABONE OL

News

Karaciğer sirozu, karaciğerdeki normal dokunun yerine anormal nodüllerin ve fibrozisin oluştuğu bir durumdur. Son günlerde gündeme gelen bu hastalığın tedavi edilmediği takdirde ilerleyici bir şekilde karaciğer yetmezliği ve karaciğer kanseri gibi ciddi komplikasyonlara yol açabileceği belirtilmektedir. Genel Cerrahi Uzmanı Prof. Dr. Kemal Peker, siroz tedavisinin her hastaya özgü olarak planlanması gerektiğini vurgulayarak, hastaların düzenli doktor kontrollerine devam etmeleri ve tedavinin izlenmesi önem taşıdığını ifade etti.

Karaciğer sirozu dünya genelinde görülme sıklığı 10 binde 2 veya 3’tür ve farklı nedenlerle her yaşta ve her iki cinsiyette ortaya çıkabilir. Prof. Dr. Peker, hastaların sirozun tedavi edilemeyeceği yanlış bir kanıya kapıldığını belirtirken, düzenli takipler sayesinde sirozun tedavi edilebilir bir hastalık olduğunun bilinmesi gerektiğini söyledi.

Sirozun oluşum nedenlerine değinen Prof. Dr. Peker, kronik alkol tüketimi, viral hepatit B ve C enfeksiyonları, yağlı karaciğer hastalığı, otoimmün hepatit, ilaçlar veya toksinlerin neden olduğu karaciğer hasarı ve genetik bozukluklar gibi faktörlerin siroza yol açabileceğini ifade etti. Bununla birlikte, hastalığın her zaman belirli risk faktörlerine sahip olan kişilerde gelişmediğini ve bazı durumlarda siroza neden olan etkenlerin belirlenemediğinin de bilinmesi gerektiğini belirtti.

Sirozun belirtilerinin hastalığın evresine bağlı olarak değişebileceğini belirten Prof. Dr. Peker, erken evrelerde belirtilerin hafif veya hiç olmadığını ancak hastalık ilerledikçe yorgunluk, iştah ve kilo kaybı, karın ağrısı ve şişlik, mide bulantısı, sarılık, bacaklarda ödem, cilt kaşıntısı, hafıza problemleri ve davranış değişiklikleri gibi belirtilerin ortaya çıkabileceğini söyledi.

Erken teşhisin, uygun tedavi ve yaşam tarzı değişiklikleriyle sirozun ilerlemesini yavaşlatabileceğini ve komplikasyonlarını önleyebileceğini vurgulayan Prof. Dr. Peker, hastaların sirozun tedavi edilmediğinde ilerleyici bir hastalık olduğunu ve ciddi komplikasyonlara yol açabileceğini unutmamaları gerektiğini belirtti. Sirozun seyrini etkileyen faktörlerin altında yatan neden, tedavi yaklaşımı ve kişinin genel sağlık durumu gibi çeşitli faktörlerin bulunduğunu sözlerine ekledi.

Sirozun tedavisinde altta yatan nedene bağlı olarak bir planın uygulandığını belirten Prof. Dr. Peker, alkol tüketimi, viral hepatit enfeksiyonları gibi nedenlere bağlı olarak tedavi stratejilerinin belirlendiğini ifade etti. Ayrıca, sirozlu kişilerde beslenmenin önemli olduğunu ve uygun bir diyetin karaciğer sağlığına uygun olması gerektiğini belirtti. Tedavinin izlenmesi ve olası komplikasyonların önlenmesi için düzenli kontrollerin yapılması gerektiğini vurgulayan Prof. Dr. Peker, aynı zamanda sağlıklı bir yaşam tarzının benimsenmesi, alkol tüketiminin sınırlanması, dengeli beslenme ve düzenli egzersiz yapmanın da önem taşıdığını söyledi.

Demirören Haber Ajansı