Kalp Hastalıklarında Erken Teşhis ve Tedavi Önemli

0

BEĞENDİM

ABONE OL

News

0

Kalp Hastalıklarında Erken Teşhis ve Tedavi Önemli

Kardiyoloji alanında uzmanlaşmış Doç. Dr. Taner Şeker, dünya genelindeki en ölümcül durumların başında kalp krizlerinin geldiğini belirtti. Kalp damar hastalıklarının önemine vurgu yaparak, kalp hastalıklarının erken teşhisinin tedavisinden daha kolay olduğunu ifade etti. Medical Park Adana Hastanesi’nden Doç. Dr. Taner Şeker, kalp damar hastalıklarıyla ilgili önemli açıklamalarda bulundu.

Kalp krizlerinin dünya genelinde en yaygın ölüm nedenleri arasında olduğunu dile getiren Doç. Dr. Şeker, bu hastalığın temel sebebini şu şekilde açıkladı: “Damar duvarına yerleşmiş plak dediğimiz yağlar giderek damarı tıkayarak belirtilere neden olmaktadır. Bazen de ilk belirti kalp krizi olabilmektedir. Kalp hastalığının gelişiminin önlenmesi tedavisinden daha kolaydır, bu nedenle kalp hastalıklarının erken teşhisi bizim açımızdan çok önemlidir.”

Kalp damar hastalığının risk faktörlerine sahip kişilerde daha sık görüldüğünü belirten Doç. Dr. Şeker, bu faktörlerin başında sigara, yüksek tansiyon, şeker hastalığı, diyabet, obezite, sedanter yaşam tarzı, alkol ve yağlı beslenme gibi değiştirilebilir veya kontrol altına alınabilir durumların bulunduğunu ifade etti.

“Kalp damar hastalığı olan bireylerde damar tıkanıklığının derecesine göre farklı belirtiler görülebilir” diyen Doç. Dr. Şeker, devamında şu bilgileri verdi: “Hastada hiçbir belirti de olmayabilir. Bu nedenle risk faktörlerine sahip kişilerde hastalık başlangıcı ve ilerlemesini geciktirmek amacıyla risk faktörleri kontrol altına alınmalıdır. Kalp damarındaki tıkanıklık kalbin beslenmesini bozacak düzeye geldiğinde belirtiler gelişmeye başlar. Efor sırasında göğüs ağrısı yanıcı baskı tarzda, efor sırasında nefes darlığı, çabuk yorulma ve ritim bozuklukları gibi belirtiler gelişebilir.”

Teşhis koyma sürecinde kullanılan yöntemler hakkında da bilgi veren Doç. Dr. Şeker, şunları söyledi: “Kalp damar tıkanıklığını düşündürecek belirtilere sahip kişilerde yapılacak efor testi, kalsiyum skorlaması, miyokart perfüzyon sintigrafisi, koroner sanal anjiyo, koroner anjiyografi gibi yöntemlerle tanısı konulabilir.”

Koroner anjiyografinin uygulanabilir olduğu durumları açıklayan Doç. Dr. Şeker, şunları belirtti: “Risk faktörlerine sahip kişilerde göğüs ağrısı olması, daha önce kalp krizi geçirmiş kişilerde kriz ağrısına benzer şikayetlerin gelişmesi, daha önce kalp damarlarına balon stentleme işlemi yapılıp tekrar göğüs ağrısı olması durumunda uygulanabilir. Kalp kapağından dolayı ameliyata gidecek olanlarda, ciddi ritim bozukluklarında altta damar tıkanıklığını dışlamak amacıyla elektrokardiyografi, efor testi, ekokardiyografi, sintigrafi, bt anjiyografi gibi yöntemlerde ciddi damar tıkanıklığını düşündüren keşiflerin olması durumunda anjiyografi yapılmalıdır.”

Doç. Dr. Şeker, koroner anjiyografi işlemini de şu şekilde anlattı: “Koroner anjiyografi, kalp damarlarının içerisine özel katater denilen ince borularla radyoopak madde verilerek görüntüleme işlemidir. Anjiorafi için hasta bayıltılmaz, sadece girişim yapılacak bölge kasık ya da el bileği uyuşturulur. Hasta işlem boyunca kendindedir ve doktorla iletişim halindedir. El bileğinden girilerek yapılan anjiografi işlemi kasıktan girilerek yapılana göre daha avantajlıdır.”

Haber Kaynağı: İhlas Haber Ajansı