Engin Özdemir: Dağların Tek Başına Çobanı

BEĞENDİM

ABONE OL

News

Mudurnu ilçesi Hacıhalimler köyü, Bartın’dan Bolu’ya uzanan bir öykünün mekanı oldu. Engin Özdemir, bu kırsal coğrafyada 1.5 yıldır çobanlık yapıyor. 330 keçi ve koyunu tek başına güden Özdemir, modern dünyanın karmaşıklığından uzak, doğanın sakin ritminde hayatını sürdürüyor.

Engin Özdemir, sabahın erken saatlerinde doğanın kucakladığı Mudurnu ilçesine adım atıyor. Kangal köpekleri sadık birer koruma görevlisi gibi yanında, 250 koyun ve 80 keçiyi otlatmaya götürüyor. Bu özverili çaba, hem doğanın dengesini sürdürmek hem de geleneksel çobanlık kültürünü yaşatmak için.

Ancak çobanlık, onun anlattığı kadarıyla kolay bir meslek değil. Gün boyu süren hayvanlarla ilgilenme, koruma altında tutma ve onlara rehberlik etme süreci, meşakkatli bir deneyim gerektiriyor. Engin Özdemir, çobanlığın kendi içinde bir okulu olduğunu söylüyor, ancak bu öğrenim yolunun özveri istediğini de kabul ediyor.

Engin Özdemir, günün ilk ışıklarıyla dağlara yürüyor ve akşamın sessizliğiyle dönüyor. Ancak bu sessizlik, aslında onun ve çobanların karşılaştığı zorlukların bir yansıması. Özdemir, modern yaşamın sunduğu imkanlara rağmen çobanlığın tercih edilmediğini belirtiyor. Onun bu sözleri, aslında bu özel mesleğin zorluklarını ve özverisini yansıtıyor.

“Çobanlık Güzeldir, Ancak Kolay Değil”

Engin Özdemir, çobanlığın sahip olduğu güzellikleri ve zorlukları bir arada yaşıyor. Mesleğin güzelliği, doğayla iç içe olma fırsatını sunması ve geleneksel yaşam tarzını sürdürebilme imkanını barındırması. Ancak zorluklar da var; kurt ve ayı gibi yabani hayvanların saldırıları, uzun ve meşakkatli iş saatleri, modern dünyanın getirdiği zorluklar…

Özdemir, “Bazen kurt hayvanlara saldırmak için geliyor, ancak 4 köpeğim nöbet tutuyor. 1.5 senedir Bolu’da çobanlık yapıyorum. Kış mevsiminde bırakmayı düşünüyorum. Sigortalı işe girmeyi düşünüyorum. Çobanlıkta sigorta yok, asgari ücret alıyorum. Hayvanlara ıslıkla kumanda ediyorum. Koyunlara ıslık çalınca duruyor, otlamaya başlıyor” sözleriyle çobanlığın gerçekliğini dile getiriyor.

Engin Özdemir’in hikayesi, modern yaşamın karmaşıklığına rağmen geleneksel mesleklerin hala önemini koruduğunu gösteriyor. Doğayla iç içe bir yaşam sürmek, zorluklara göğüs germek ve sadık köpeklerle yolculuk etmek; tüm bunlar, çobanlık geleneğini yaşatan kişilerin hayatında bir araya geliyor.

Haber Kaynağı: İhlas Haber Ajansı