Ankara’da Zehirlenen Anne ve Kızı Hayatını Kaybetti, Suçluların Ağır Şekilde Yargılanması Talep Edildi

0

BEĞENDİM

ABONE OL

News

0

Ankara’nın Keçiören ilçesinde bulunan Sancaktepe Mahallesi’ndeki Hacılar Apartmanı’nda yapılan böcek ilaçlaması sonucunda, tarım ilacıyla ilaçlanan apartmanda zehirlenen Türkan Sabancılar ve kızı Elif Sude Sabancılar hayatını kaybetti. Olayda 10 kişi de hastaneye kaldırıldı. Bu acı olayın ardından, Sabancılar’ın acılı kız kardeşi Kezban Tekindur, ablasının ve yeğeninin hayallerinin yarıda kaldığını belirterek, suçluların en ağır şekilde cezalandırılmasını talep etti.

Dün öğlen saatlerinde Hacılar Apartmanı’nda gerçekleştirilen böcek ilaçlaması sonrasında 12 kişi zehirlendi. Bu kişiler arasında 39 yaşındaki Türkan Sabancılar ve 10 yaşındaki kızı Elif Sude Sabancılar hayatını kaybetti. Hastaneye kaldırılan 10 kişiden birinin durumunun ağır olduğu öğrenildi. Olayın ardından başlatılan soruşturma kapsamında apartmanı ilaçlayan İ.Ç. ve üvey oğlu B.A. gözaltına alındı. İlaçları satın alan dükkanın işletmecisi iki kişi ile yabancı uyruklu bir kişi ise emniyetteki işlemlerinin ardından serbest bırakıldı. Gözaltına alınan İ.Ç. ve B.A.’nın adliyeye sevk edileceği belirtildi. İlaçlamada kullanılan “alüminyum fosfat” adlı maddenin ise bina ilaçlamasına uygun olmadığı ortaya çıktı. Hastanede müşahede altında tutulan Veysel Sabancılar ile kızı Nisa Nur Sabancılar’ın sağlık durumlarından dolayı ölüm haberlerinin kendilerine henüz verilmediği bildirildi. Türkan Sabancılar ve Elif Sude Sabancılar’ın cansız bedenleri Adli Tıp Kurumu’ndaki otopsinin ardından Karşıyaka Mezarlığı morguna götürüldü.

Acılı kardeş Kezban Tekindur, olayla ilgili yaptığı açıklamada, ablasının ve yeğeninin ihmaller sonucu hayatını kaybettiğini belirterek, “Süreç perşembe sabah başladı. Ablam ve yeğenim rahatsızlandı, mide bulantısı ve kusma geçirdiler. Ambulansla hastaneye götürüldüler. Gıda zehirlenmesinden şüphelenildi, ‘Üşütmüşsün’ denilerek geri gönderildiler. Sadece serum takıldı, başka bir işlem yapılmadı. Eve döndüklerinde akşam saatlerinde tekrar fenalaştılar. Sabah uyandıklarında ablam baygın haldeydi. Eniştem ve yeğenlerimle birlikte başka bir hastaneye kaldırıldık.” şeklinde konuştu.

Tekindur, olayla ilgili tüm sorumlulardan şikayetçi olacağını belirterek, “Herkesten şikayetçiyim. Ablama bütün tahliller yapılsaydı, eve gönderilmeseydi, gözetim altında tutulsaydı bu acıyı yaşamazdık. Ablam 39 yaşındaydı, yeğenim ise 10 yaşındaydı. Hepsi ihmalden kaynaklandı. İlaçlama şirketi, evi ilaçlatanlar, hepsi suçlu. En azından bir uyarı yapılsaydı, ablam doktora söyleyebilirdi. Herkes gerekli önlemlerini alırdı. Canımız gittikten sonra, iş işten geçtikten sonra bina koruma altına alınsa ne olur. İlacın binada kullanılmaması gerektiği ortaya çıktı. İlacı satan ve alan kişi de suçlu. Satıcı hiç sormadı mı, ‘Bu ilacı nerede kullanacaksın?’ diye. Tüm suçlulardan şikayetçiyim.” şeklinde konuştu.

Tekindur, yaşadığı acının tarifsiz olduğunu belirterek, “İlk duyduğumda inanamadım. ‘Üşütmüştür, geçer’ dedim. ‘Kalbi durmuş, bina da zehirlenmiş’ denilince gözlerime inanamadım. Bu acıyı tarif edecek kelime yok. Ablamın birçok hayali vardı. Yeğenim karnesini alamadı. Bütün derslerinde başarılıydı. Kibar ve sessiz insanlardı. Yeğenim de çok başarılıydı, ‘Doktor ya da avukat olacağım’ derdi. Sınıfının örnek öğrencisiydi. Ablası ve babası henüz haberdar değiller. Henüz onlara söyleyemedik. Yoğun bakımdalar. Doktorları izin vermedi. Sonuna kadar bu olayın peşini bırakmayacağım. Tüm suçlular adalet önünde hesap verecek.” dedi.

İhlas Haber Ajansı