DHA YURT BÜLTENİ – 13

0

BEĞENDİM

ABONE OL

News

0

BAKAN DÖNMEZ: BU SEÇİM SADECE TÜRKİYE’NİN SEÇİMİ DEĞİL

ENERJİ ve Tabii Kaynaklar Bakanı Fatih Dönmez, 28 Mayıs’ta yapılacak olan cumhurbaşkanlığı ikinci tur seçiminin önemine vurgu yaparak, “Şimdi bu seçim sadece Türkiye’nin seçimi değil. Bu seçim bugüne kadar mazlumlara, mağdurlara, hangi dinden, hangi milletten olursa olsun desteğini, yardımı esirgememiş Türkiye Cumhuriyeti’nin ve onun Cumhurbaşkanı seçimi olacak” dedi.

Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Fatih Dönmez, sendikaların organizasyonuyla işçilerle bir araya geldi. Yenikent Mahallesi’ndeki bir düğün salonunda işçi sendikalarının temsilcileri tarafından karşılanan Bakan Dönmez, buradaki işçilere seslendi. Yeni toplu sözleşme dönemlerinde sendikalarımızın kurumlarımızdan bazı talepleri olduğunu ifade eden Bakan Dönmez, “Kurumlarımız ve sendikalarımız bu konuda müzakerelerini yapıyorlar. Her iki tarafın da faydasına olacak işler için bizler de hükümet olarak her türlü kolaylığı sağlamaya hazırız. Bu iş helal kazanç davası. Bu iş memleket meselesi. O yüzden siz işçi kardeşlerimizin yararına olacak ne varsa hayata geçireceğiz inşallah. Bundan önce Sayın Cumhurbaşkanımız, hükümetimiz nasıl işçi kardeşlerimizden yana tavır aldıysa bundan sonra da inşallah bu böyle devam edecek” açıklamasında bulundu.

Bakan Dönmez, çalışma şartları, ücretlerin, emeklilik haklarının iyileştirilmesi için bugüne kadar neler yapıldıysa, bundan sonra daha fazlasının yapılacağını belirterek, “İnşallah güzel günlerin arifesindeyiz. 28 Mayıs’tan sonra güçlü meclis ve güçlü başkanla yolumuza kaldığımız yerden devam edeceğiz. Yine hep birlikte, yine hep beraber olacağız” diye konuştu.

‘BU SADECE TÜRKİYE’NİN SEÇİMİ DEĞİL’

Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Fatih Dönmez, 28 Mayıs’ta yapılacak Cumhurbaşkanlığı ikinci tur seçiminin çok önemli olduğunu ifade etti. İşçilerden Cumhur İttifakı Cumhurbaşkanı Adayı Recep Tayyip Erdoğan için destek isteyen Bakan Dönmez, “Şimdi bu seçim sadece Türkiye’nin seçimi değil. Bu seçim bugüne kadar mazlumlara, mağdurlara, hangi dinden, hangi milletten olursa olsun desteğini, yardımı esirgememiş Türkiye Cumhuriyeti’nin ve onun Cumhurbaşkanı seçimi olacak. Ben birçok seyahate gittim Sayın Cumhurbaşkanımızla. Hakikaten yurt dışında da adeta Ankara’da gezer gibi, İstanbul’da, Eskişehir’de gezer gibi olağanüstü bir ilgi var. Bu ilgi sadece diplomatik nezaketle ölçülebilecek bir ilgi değil. Sokakta normal o ülkenin vatandaşları belki de kendi başkanlarına, kendi başbakanlarına göstermediği yakın ilgiyi Sayın Cumhurbaşkanımıza gönderdiklerini bizzat şahit olduk. Çünkü onlar da biliyor ki, ‘Türkiye Cumhuriyeti burada bir zafiyet içerisine düşerse, bu bölgede bizim haklarımızı koruyacak, başımız derde girdiğinde bize derman olacak birisini bulamayız’. Onun için burada oy kullanırken sizden ricam elinizi vicdanınıza götürerek ‘ben bu oyu sadece Türkiye için değil, dünyadaki tüm mağdurlar ve mazlumlar için atıyorum’ diyerek vermesiniz istiyoruz” ifadelerini kullandı.

Bakan Dönmez, konuşmasının ardından işçilerle hatıra fotoğrafı çektirdi. (DHA)

Görüntü Dökümü

———————–

-Bakan Dönmez’in karşılanması

-Salondaki işçileri selamlaması

-Bakan Dönmez ve sendika temsilcileri

-Bakan Dönmez’in konuşması

-Salondaki işçiler

-Bakan Dönmez’in işçilerle fotoğraf çekilmesi

-Genel görüntüler

Haber-Kamera: Engin ÖZMEN-Sarp DEMİRHAN/ESKİŞEHİR,(DHA)-

============================

ÖZHASEKİ: ÜMİT BEY, KIRMIZI PLAKALI BİR ARAÇ GÖSTERDİLER DİYE NİYE KENDİNDEN GEÇTİN

AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Mehmet Özhaseki, “Bugün Ümit Bey karanını açıklamış. Hayırlı olsun. Herkes fıtratını işliyor, diyecek bir şey yok. Ama Ümit Bey’in yıllardır söylediği, ‘ben milliyetçiyim, ülkücüyüm’ sözleri kulaklarımızda. Ümit Bey, kırmızı plakalı bir araç gösterdiler diye niye kendinden geçtin?” dedi.

Melikgazi Tiyatro Salonu’nda, çeşitli partilerden AK Parti’ye geçen 125 kişiye rozet takma töreni gerçekleştirildi. Törende konuşan AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Mehmet Özhaseki, “Ben ana muhalefetteki Amerikan hayranlığını bir türlü anlamış değilim. Yine başka türlü mecralara baktığınızda, ortaklık kurdukları partiler içinde İYİ Parti var. İYİ Parti, ‘biz bu ülkeye sevdalıyız, bizler ülkücü ve milliyetçi insanlarız, PKK’dan dolayı HDP’ye mesafeliyiz’ demiyorlar mı? Şimdi yetki verdikleri Kılıçdaroğlu, HDP ile oturduğunda 11 madde üzerinde mutabakat sağlamadı mı? Sağladılar. Bu mutabakatların içinde, ‘İmralı’nın kapısını kıracağız, 100 yıllık Cumhuriyetle hesaplaşacağız’ diyorlar. İYİ Parti size ne oluyor? Niye hiç sesiniz çıkmıyor?” diye konuştu.

‘AKŞENER, SITMAYA MI ÖLÜME Mİ RAZI OLDU?’

İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener’e eleştirilerini sürdüren Özhaseki, “Akşener, sıtmaya mı, ölüme mi razı oldu? Ben anlayamadım. İkisinden birine razı oldu. Akşener, ‘noter masası ve kumar masası olmayacağız’ dedi. Sonra döndü geldi. O kumar masasına oturdu. Ne söylediyse yuttu. Sessizce devam ediyor. Bunlardaki koltuk aşkından dolayı göz yumdukları bu meselede doğrusu benim içime sinmeyen birçok olay var. Bir pazarlık neticesinde tüm milli hassasiyetlerini insan yitirir mi? İlle iktidar olacağız diye her şeye göz yummak zorunda mısınız? Ne yazık ki bugün gelinen noktada onların da böyle bir zorluğu var. Bunları anlamakta gerçekten güçlük çekiyorum” ifadelerini kullandı.

ÜMİT ÖZDAĞ’IN KARARI HAYIRLI OLSUN

Millet İttifakı’na destek açıklaması yapan Ümit Özdağ’ı da eleştiren Özhaseki, şöyle konuştu: “Bugün Ümit Bey karanını açıklamış. Hayırlı olsun. Herkes fıtratını işliyor, diyecek bir şey yok. Ama Ümit Bey’in yıllardır söylediği, ‘ben milliyetçiyim, ülkücüyüm’ sözleri kulaklarımızda. Ümit Bey, ‘Kılıçdaroğlu iktidara gelirse bu ülke bölünür, güneydoğuda savaş çıkar’ diyordu. Ne oldu ya? Ümit Bey, kırmızı plakalı bir araç gösterdiler diye niye kendinden geçtin? Gerçi geçse ne olur, geçmese ne olur? Ne faydası var, ne zararı var. Çünkü oraya gönül veren insanların hassasiyetleri farklı. Biz bunları biliyoruz. O hassasiyetleri biz de taşıyoruz. O yüzden onun kararı sadece kendini ilgilendirir. O pazarlıkta kendi alnında bir yafta olarak kalır. Ölünceye kadar gider. Bunu da hiç kimse unutmasın.” (DHA)

Görüntü Dökümü

————————

-Genel detay 

– Özhaseki’nin konuşması

Haber-Kamera: Furkan KAVUKLU- Sümeyye MURAT/KAYSERİ, (DHA)- 

===================================

İZMİR’DE, NAYLON BARAKADA ERKEK CESEDİ BULUNDU

İZMİR’in Kiraz ilçesinde, naylon baraka içerisinde erkek cesedi bulundu. Cesedin, Necip Demir (52) isimli kişiye ait olduğu belirlendi.

Kiraz’ın Köprübaşı Mevki Gümüşsuyu Caddesinde, bir naylon baraka içiresinden kötü koku gelmesi üzerine çevre sakinleri durumu polise bildirdi. İhbarla olay yerine gelin polis ekipleri, erkek bir kişinin yerde hareketsiz yattığını gördü. Olay yerine gelen sağlık ekiplerince yapılan kontrolde, isminin Necip Demir olduğu belirlenen kişinin yaşamını yitirdiği tespit edildi. Necip Demir’in cansız bedeni, ölüm nedeninin belirlenmesi için İzmir Adli Tıp Kurumu’nun morguna götürüldü.

Olayla ilgili başlatılan soruşturma polis tarafından yürütülüyor. (DHA)

Görüntü Dökümü

————————

-Olay yerinden görüntü

Haber – Kamera: Dilek Acar GÜLEÇ/ KİRAZ (İzmir), (DHA)- 

==================================

BALIKESİR’DE 2 KUZENİN ÖLDÜRÜLMESİNDE 17 YIL SONRA İKİNCİ KEZ KARAR VERİLDİ

BALIKESİR’in Savaştepe ilçesinde, kuzenler Büşra Karabacak (10) ve Tuğçe Yıldırım’ı (10) öldürdükleri suçlamasıyla yargılanan Ayhan Yakar (43) ile ağabeyi Seyhan Yakar’ın (45) hakkında mahkeme ikinci kez karar verdi. Yakar kardeşler için ilk kararda olduğu gibi 2’şer kez ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası verildi, ardından iyi hal indirimi uygulanıp, bu cezalar 2’şer kez müebbet hapis cezasına dönüştürüldü. Ayrıca zamanaşımının artmasıyla ‘birden fazla kişi ile çocuğu hürriyetinden yoksun kılma’ suçundan her iki çocuk için ayrı ayrı 6 yıl 8’er ay ceza verildi. Avukat İbrahim Erenci, kararı istinafa götüreceklerini söyledi.

Savaştepe ilçesinin kırsal Karacalar Mahallesi’nde 21 Mart 2006’da okula gitmek için evlerinden ayrılan kuzenler Tuğçe Yıldırım ve Büşra Karabacak kayboldu. Olaydan 44 gün sonra Savaştepe ilçesi Çamurlu köyü mezarlığı yakınındaki menfezde Yıldırım ve Karabacak’ın cansız bedenleri bulundu. Çocuklardan alınan doku örnekleri İstanbul Adli Tıp Kurumu’na gönderildi. Polis, çifte cinayetin şüphelisi olarak 11,5 yıl sonra, İzmir’in Bergama ilçesinde tütün satıcısı Seyhan Yakar ile cezaevinde evlendiği Y.E.Y.’yi (43) Bergama’da, Dikili ilçesindeki mandırada çalışan Ayhan Yakar’ı ise Balıkesir’de gözaltına aldı. Ayrıca yardım ve yataklık ettikleri ileri sürülen 2 kişi daha gözaltına alındı. Şüpheli 5 kişi, emniyete götürülüp sorguya alındı. Polisteki sorgularının ardından şüphelilerden 1’i serbest bırakıldı.

Seyhan Yakar ve Ayhan Yakar kardeşler hakkında ‘Kasten öldürme’, ‘Birden fazla kişiyle kişiyi hürriyetinden yoksun kılma’ ve ‘Cinsel istismar’ suçlarından Y.E.Y. ve A.Ç. (36) hakkında ise ‘Birden fazla kişi ile birlikte çocuğu hürriyetinden yoksun kılma’ suçlarından Balıkesir 1’inci Ağır Ceza Mahkemesi’nde dava açıldı. Davada, tarafların karşılıklı itirazları ve mahkeme heyetinin takdiriyle 6 ayrı adli tıp kurumu tarafından farklı görüşler mahkeme dosyasına girdi.

DAVA ZAMAN AŞIMIYLA DÜŞTÜ

Davanın 22 Nisan 2022’deki karar duruşmasında sanıklar Seyhan Yakar ve Ayhan Yakar kardeşlere 2’şer kez ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası verildi; ardından da iyi hal indirimi uygulanıp, bu cezaları 2’şer kez müebbet hapis cezasına çarptırıldı. Tutuksuz yargılanan A.Ç. ve Y.E.Y.’nin ise beraatlarına karar verildi. Ayrıca tutuklu sanıklar Seyhan ve Ayhan Yakar kardeşler ile tutuksuz yargılanan A.Ç. ve Y.E.Y. hakkındaki ‘Birden fazla kişi ile çocuğu hürriyetinden yoksun kılma’ suçundan zaman aşımı nedeniyle davanın düşmesi hükmedildi.

İSTİNAF MAHKEMESİ KARARI BOZDU

Karara, savcılık ve taraf avukatları itiraz etti. Bursa Bölge Adliye Mahkemesi 1’inci Ceza Dairesi, yerel mahkemenin kararını bozdu. Sanıkların aynı vekil avukat tarafından temsil edilmesinin CMK’nın 289/1 maddesine aykırı olduğunu belirten mahkeme, sanık yönünden savunmada zafiyet yarattığı durumlarda, sanıklar arasında menfaat uyuşmazlığı bulunduğunun kabulünün gerektiğini vurguladı. Dava sürecinde 6 farklı adli tıp kurumundan alınan kararların çelişkili olduğunu belirten Bursa Bölge Adliye Mahkemesi 1’inci Ceza Dairesi, tam kanaate varılmasını sağlayacak raporun alınmamasını da çelişkinin giderilmeye çalışılmaması olarak değerlendirdi. Mahkeme, Türkiye çapında genetik biliminde uzman olan ve dosyaya görüş bildirmeyen 5 kişilik yeni heyet tarafından dosyanın incelenmesine hükmetti. Ayrıca ‘Çocuğu hürriyetinden yoksun kılma’ suçundan zaman aşımının 15 yıl yerine, 22,5 yıl olarak değerlendirilmesi istendi.

5 UZMANDAN OLUŞAN BİLİRKİŞİ KURULUNUN YENİ RAPORU DOSYAYA SUNULDU

Karar üzerine Prof. Dr. Lale Şatıroğlu Tufan, Prof. Dr. Asuman Sunguroğlu, Prof. Dr. Emine Sümer Aras, Prof. Dr. Cavidan Nur Semerci Gündüz ve Doç. Dr. Gülay Güleç Ceylan’dan oluşan bilirkişi heyeti görevlendirildi. Yargılama süresince dosyaya giren 6 farklı adli tıp kurumu ve bilirkişi görüşlerini değerlendiren heyet, raporunu hazırlayıp, mahkeme heyetine sundu.

Raporda, elde edilen tüm veriler incelenerek yapılan değerlendirmede, Büşra Karabacak’ın tırnak altından elde edilen otozomal STR (kimliklendirme) profilinin sanıklar Ayhan ve Seyhan Yakar’ın DNA profiliyle bire bir uyumlu veya uyumsuz tespiti yapılamayacağı belirtildi. Raporda “Ancak, sadece erkeklerde bulunan ve soyağacındaki tüm erkek bireylerde aynı olan Y-STR analizinin uyumlu olması, otozomal STR analizinde 15 lokusta 11 uyum sağlanmış olması nedeni ile tespit edilen karışım DNA içerisinde Ayhan Yakar ve Seyhan Yakar’a ait DNA olduğuna dair güçlü kanıt olarak düşünülmelidir” denildi. Ayrıca düzenlenen raporlar arasındaki çelişkinin nedeni olarak ise Büşra Karabacak’a ait tırnak altı materyalinde saptanan Y-STR ve otosomal DNA analizlerinin eksik veriye dayanarak hatalı yorumlanması olarak değerlendirildi. Mevcut raporlar kapsamında, DNA çoğaltılmasında sorun olan ve olası eksik veri içeren STR analizine dayanarak dışlama yapmak mümkün olmadığı görüşünde birleşildi.

MAHKEME KARARINI VERDİ

Davanın karar duruşması bugün Balıkesir 1’inci Ağır Ceza Mahkemesinde görüldü. Davaya öldürülen Büşra Karabacak ve Tuğçe Yıldırım’ın aileleri ile taraf avukatları katıldı. Mahkeme, tutuklu sanıklar Ayhan Yakar ile ağabeyi Seyhan Yakar hakkında müebbet cezası ve ‘birden fazla kişi ile çocuğu hürriyetinden yoksun kılma’ suçundan her iki çocuk için ayrı ayrı 6 yıl 8’er ay ceza verilmesine hükmetti. Tekrar yargılanan Y.E.Y. ve A.Ç. ise beraat etti.

‘KAMUOYUNDA KRAVAT İNDİRİMİ OLARAK BİLİNEN İNDİRİM UYGULANDI, İSTİNAFA GİDECEĞİZ’ 

Büşra Karabacak ve Tuğçe Yıldırım’ın ailelerinin avukatı İbrahim Erenci, mahkeme çıkışında açıklamada bulundu, kararı değerlendirdi. Erenci, “Mahkeme ikinci kez karar verdi, değişen hiçbir şey olmadı. Bize göre İstinaf Mahkemesinin yani Bölge Adliye Mahkemesi’nin bozma gerekçeleri gözetilmeden verilmiş ve zımni, yani üstü örtülü bir direnme kararı verildiğini düşünüyoruz. Tabii ki bunu istinaf edeceğiz tekrar. Bugün daha önce verilen kararın aynısı yani Seyhan ve Ayhan için ikişer kez ağırlaştırılmış müebbet kararı verildi. Ancak 62’ye 1 takdiri indirim, yani kamuoyunda kravat indirimi olarak bilinen indirim uygulandı. Çocuk katili olduğu konusunda heyet hem fikir, ancak ‘yine de takdiri indirim uyguluyoruz’ dediler. Bu kadar vahşice işlenmiş bir cinayette takdiri indirimi uygulanmasını yadırgadığımızı, heyetin kendisine de söyledim. Ayrıca kişiyi hürriyetinden yoksun kılma yönünden, her iki çocuk için ayrı ayrı 6 yıl 8’er ay ceza verildi” dedi.

‘BU GİZLİ BİR DİRENMEDİR’

Zaman aşımının artırılması yönünde İstinaf Mahkemesinin kararı olduğunu söyleyen avukat Erenci, “Mahkeme burada olağanüstü zaman aşımı kararını tüm ısrarlarımıza rağmen gözetmedi. Bugün de tüm ısrarlarımıza rağmen iştirak halinde bu suçun işlendiği yönündeki iddiamıza heyet değer vermedi. Kafamızda tabii ki hukuki bir oyun planı var. Ama öncelikle yapacağımız istinafa gitmek. İstinaftan gelecek cevaba göre hareket edeceğiz. Beraat eden Yeliz Ergin ve Ahmet Çakır yönünden mahkeme şöyle bir karar da verdi. Aslında şunu demiş oldu, ‘Biz sizi 2-3 yıl yargıladık ve sonunda beraat ettiniz. Beraat etmeniz neticesinde sizin devletten tazminat talep etme hakkınız vardır.’ Demek istediğim husus şu. 32 yıldır meslekte olan deneyimli bir hukukçuyum. Mesleğimin yarısından fazlası bu davada harcanmıştır. Helali hoş olsun, seve seve harcanmıştır. Ancak gelinen noktada mahkeme heyetlerinin çocuk katillerine karşı ceza verirken bu kadar tedirgin olması ya da ceza verirken indirim konusunda bu kadar cömert olması beni şaşırttı. Bu bir bozma ilamına uyma değildir. Bu gizli bir direnmedir” açıklamasında bulundu.

HEPİMİZİN İÇİNİ YARALADI

Dava süreci boyunca ailenin yanında olan ve davanın takibini gerçekleştiren Sil Baştan Kadına Yönelik Şiddet ve Çocuk İstismarıyla Mücadele Derneği Başkanı Ayşegül Küçükafacan ise şunları söyledi: “Bu karar aslında örtülü bir direnme kararı. Vahşice öldürülmüş bu çocukların sanıklarının bu kişiler olduğunu kabul eden mahkeme, nasıl oluyor da indirim uygulayabildi? Ağırlaştırılmış müebbet cezası verilmesi gerekirken neden bunu müebbete çevirdi? İndirim yapılmasının açıklaması hukuki olarak da yok, vicdani olarak da yok. Bizim sivil toplum örgütü olarak bu anlamda içimiz rahat değil. İndirim uygularken bu kadar cömert olmayın. Çocuklar vahşice öldürüldü ve 17 yıldır adalet bekleyen aileler var. Bu husus hepimizin içini yaraladı.” (DHA)

Görüntü Dökümü

————————

-Adliyeden detay görüntü

-İbrahim Erenci açıklaması

-Ayşegül Küçükafacan açıklaması

Haber – Kamera: Fatih Emrah ERDOĞAN/BALIKESİR, (DHA)-

==================================

OKULDA DENEYDE KULLANILAN MALZEME PATLADI; 3 ÖĞRENCİ VE 1 ÖĞRETMEN YARALANDI

DİYARBAKIR’da, özel bir okulda deney yapmak amacıyla kullanılan malzemelerin karışımı sırasında meydana gelen patlamada 3 öğrenci ve 1 öğretmen yaralandı.

Olay, öğleden sonra Kayapınar ilçesinde bulunan özel bir okulda meydana geldi. Fen Bilimleri dersinde yapılacak deney için öğretmen ve öğrenciler bahçeye indi. Deneyde kullanılan malzemelerin karışımı sırasında patlama oldu. 3 öğrenci ve 1 öğretmen meydana gelen patlamada yaralanırken, ihbarla olay yerine sağlık ve polis ekipleri sevk edildi. Yaralılar, olay yerinde yapılan ilk müdahalenin ardından Gazi Yaşargil Eğitim ve Araştırma Hastanesi’ne kaldırıldı. Yaralıların sağlık durumunun iyi olduğu öğrenildi.

Olayla ilgili inceleme başlatıldı. (DHA)

Görüntü Dökümü

——————

ARŞİV

Gazi Yaşargil Eğitim ve Araştırma Hastanesi

Acil tabelası

Acil girişi

Genel ve Detay

Haber- Kamera: Burak EMEK/DİYARBAKIR,(DHA)

==============================

TIR YAYA ÜST GEÇİDİNE ÇARPTI, 11 YAŞINDAKİ ÇOCUK 4,5 METREDEN YOLA DÜŞTÜ

KONYA’da bir TIR’ın kasasındaki sondaj makinesi yaya üst geçidine çarptı. Bu sırada üst geçidi kullanan F.K.Ç. (11) adlı kız çocuğu meydana gelen çökme nedeniyle 4,5 metreden yola düştü. Çocuğun hafif yaralandığı kaza anı güvenlik kameralarına yansıdı. 

Kaza, saat 16.32 sıralarında merkez Karatay ilçesi Adana Çevreyolu Caddesi üzerinde meydana geldi. Cengiz Uruç yönetimindeki 42 DJ 468 plakalı TIR’ın kasasında bulunan sondaj makinesi, Yaşar Doğu üstgeçidine çarptı. Bu sırada üst geçidi kullanan F.K.Ç. adlı kız çocuğu, kaza sırasında meydana gelen çökme nedeniyle 4,5 metre yükseklikten yola düştü. İhbar üzerine olay yerine polis, itfaiye ve sağlık görevlileri sevk edildi. Hafif yaralanan F.K.Ç., ambulansla Konya Şehir Hastanesi’ne kaldırıldı. Üst geçitten kopan parçalar, olay sırasında yolu kullanan başka araçlarda da maddi hasar oluşturdu. Olay anı güvenlik kamerası tarafından kaydedildi. Polis kazayla ilgili soruşturma başlattı. (DHA)

Görüntü Dökümü

————————

-Olay anı güvenlik kamerası 

Haber-Kamera:Salih BÜYÜKSAMANCI/KONYA,(DHA)-

====================================

KULA’DA YÜZME EĞİTİMİ İÇİN GİTTİĞİ HAVUZDA BOĞULAN CEMİL EREN, SON YOLCULUĞUNA UĞURLANDI 

MANİSA’nın Kula ilçesinde, katıldığı yüzme kursunda, yarı olimpik yüzme havuzunda bir anda gözden kaybolduktan sonra diğer kursiyerler tarafından fark edilip sudan çıkarılan ve yapılan kontrolde yaşamını yitirdiği belirlenen Cemil Eren Leblebici (25), gözyaşları içinde toprağa verildi. Cenaze töreninde Leblebici’nin babası Mustafa ve ağabeyi Ekrem Leblebici, güçlükle ayakta durabildi.

Olay, dün saat 21.00 sıralarında Kula ilçesi Zaferiye Mahallesi’nde bulunan Kula Spor Kompleksi’nin yüzme havuzunda meydana geldi. İddiaya göre, haftanın belirli gün ve saatlerinde halka açılan yetişkin yüzme kursuna katılan Cemil Eren Leblebici, girdiği havuzda bir anda gözden kayboldu. Havuzda bulunan diğer kursiyerler tarafından fark edilen Leblebici, sudan çıkarılmasının ardından ilk müdahalesi kurs eğitmeni tarafından yapıldı. İhbar üzerine olay yerine gelen sağlık ekiplerince yapılan kontrolde talihsiz gencin yaşamını yitirdiği belirlendi. Cemil Eren Leblebici’nin cansız bedeni, savcı ve ekiplerin olay yerinde yaptığı incelemenin ardından otopsi işlemleri için İzmir Adli Tıp Kurumu’na götürüldü. Öte yandan, acı haberin ardından Kula Kaymakamlığı tarafından açıklama yapıldı. Sorumlu ya da sorumlular hakkında adli ve idari soruşturmanın başlatıldığı duyuruldu.

TOPRAĞA VERİLDİ

Cemil Eren Leblebici’nin cenazesi, Adli Tıp Kurumu’ndaki otopsisinin ardından yakınlarına teslim edildi. Leblebici’nin cenazesi, Manisa’nın Kula ilçesine getirildi. Cemil Eren Leblebici için Kurşunlu Camii’nde ikindide cenaze töreni düzenlendi. Cenaze törenine Leblebici’nin babası Mustafa Leblebici, ağabeyi Ekrem Leblebici, Kula Kaymakamı Birkan Tatlısöz, Kula Belediye Başkanı Hüseyin Tosun ile yakınları ve sevenleri katıldı. Cenazede, güçlükle ayakta durabilen baba Mustafa ve ağabey Ekrem Leblebici, taziyeleri kabul etti. Kılınan namazın ardından Leblebici’nin cenazesi Kula Asri Mezarlığı’na götürülüp, gözyaşları içinde toprağa verildi.

Olayla ilgili başlatılan adli ve idari soruşturma sürdürülüyor. (DHA)

Görüntü Dökümü

————————

-Cemil Eren Leblebici’nin cenaze namazının kılınmasından görüntü

-Baba Mustafa Leblebici ve ağabey Ekrem Leblebici ile aile fertlerinin taziyeleri kabulü

-Genel ve detay görüntüler

Haber – Kamera: Hasan YİĞEN / KULA (Manisa), (DHA)

==================================

SİİRT’TE KENTSEL DÖNÜŞÜM ÇALIŞMALARI BAŞLADI

SİİRT’te 6 mahallede planlanan kentsel dönüşüm çalışmaları kapsamında sözleşmelerin imzalanmasıyla Karakol Mahallesi’ndeki binaların yıkımına başlandı.

Siirt’te belediye ile 6 mahalledeki daire sahipleri arasında uzlaşı ve inşaat sözleşmelerinin imzalanmasının ardından, Karakol Mahallesi’nde ‘Kentsel Dönüşüm Projesi 1’inci Etap’ çalışmalarına başlanıldı. Vali ve Belediye Başkan Vekili Osman Hacıbektaşoğlu, çalışmaları yerinde inceledi. Kentsel dönüşümün, Siirt’in özgün mimarisine uygun ve yatay mimaride olacağını belirten Vali Osman Hacıbektaşoğlu, “Çarşılar muhafaza edilecek. Buradaki Ulucami başta olmak üzere tarihi eserlerimiz ve kültürel tarihi değerlerimiz yine ön plana çıkarılacak. Kentsel dönüşüm çalışmaları bir seneyi geçkin süredir devam ediyor. Şu anda Karakol Mahallesindeyiz, tabi bitişiğinde İnönü, Sakarya, Ülkü, Batı ve Ulus mahalleleri ile toplam 6 mahalleden oluşan eski Siirt’in kentsel dönüşüm çalışmalarında Karakol Mahallesi’nde 1’inci Etap çalışmaları kapsamında yaklaşık 1,5 hektarlık alanda bugün itibariyle çalışmaları tamamlanan binaların yıkımı ile başlayacak inşallah” dedi.

Tarihi niteliği olmayan yapıların yıkılarak kentin kültürüne, tarihine uygun yapıların yapılacağını söyleyen Vali Hacıbektaşoğlu, “İtinayla hazırlanan kentsel dönüşüm projesi ile eski canlı günlerine, Siirt’in merkezi olacağı zamanlara çok kısa süre içerisinde ulaşacağız. Diğer etaplarda da eş zamanlı olarak devam ettireceğiz. Birinin tamamlanmasını beklemeden diğer etaplarda da çalışmalar devam edecek. Çok güzel bir çalışma olacak inşallah” diye konuştu. (DHA)

Görüntü Dökümü

———————–

Kentsel dönüşüm afişi

Kentsel dönüşüm kapsamında yıkılacak ilk bina

Siirt Valisi Osmanhacıbektaşoğlu’nun incelemesi

Siirt Valisi Osman Hacıbektaşoğlu’nun açıklaması

Yıkım çalışma anı

Genel ve detay görüntüler

Haber-Kamera: Akif ÖZALP/SİİRT,(DHA)

Demirören Haber Ajansı